lumbago-1.png
24/Şub/2017

Bel fıtığı ameliyatı (standart- klasik)

Genel anestezi (bayıltılarak) altında, ameliyathane lambası ve çıplak göz ile yaklaşık 4-5 cm’lik bir kesiden yapılır. Yaklaşık 1 – 2 saatlik işlemdir. Hastanede yatış süresi 2 – 5 gündür.

Daha önce açık cerrahi yapılmış hastaya tekrarlayan fıtığında kapalı cerrahi yapıldı. Aralarındaki kesi farkı görülmektedir.
Kişisel tecrübe ve fikrim: Bazen ameliyat lambası ışığının, ameliyat bölgesine düşmesi yetersiz kalır. Dokular mikroskop altında görüldüğü gibi net ayırt edilmeyebilir, bu nedenle sinir komplikasyonlarının daha yüksek oranda olabileceğini düşünmekteyim. Mikro diskektomiye tek üstünlüğünün, cerrahın rahatlığı olduğunu düşünüyorum.

Stabilizasyon (platin ve vidaların kullanıldığı) ameliyatı

Bu ameliyat sıklıkla 60-65 yaş civarında  yürümekle bacaklarda artan ağrı ve uyuşma nedeni ile yolda sık sık dinlenmek zorunda kalan, 4-5 dakika oturarak veya bir yere yaslanarak dinlendikten sonra yola devam eden hastalara yapılır. Bu ameliyatın yapılmasındaki en önemli nedenler şöyledir.;

  • Spinal stenoz (dar kanal, belde darlık, daralma)
  • Spondilo listezis (bel kayması)
  • Belde omurga kemiğinde kırık
  • Nüks (tekrar) nedeni ile ikiden fazla bel fıtığı ameliyatı olmak zorunda kalan hastalar

  • Genel anestezi ile yapılır.
  • Yaklaşık 7-9 cm lik bir kesiden yapılır
  • Ameliyathane lambası ışığı ile yapılır.
  • Yaklaşık 4-8 saatlik işlemdir.
  • Hastanede yatış süresi 3-7  gündür.
Kişisel tecrübe ve fikrim: Son zamanlarda oldukça sık yapılan bu ameliyatlarda nörojenik kladikasyosu olan hastalarda omurgada kanal çapının 12 mm’nin altına inmesi bu ameliyatın gerekliliği olarak bilinmesine rağmen, hastanın yaşı ve alınacak riskler göz önüne alınarak, kanal çapı 10 mm’nin altında olan hastalara yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
Op. Dr. İrşadi Demirci’nin Spinal Stenoz (bel darlığı – belde daralma) ile ilgili yazdığı uluslararası yayın:
Acta Neurochir (Wien). 2012 Dec;154(12):2225-7. doi: 10.1007/s00701-012-1513-z. Epub 2012 Oct 7.

lumbago-2.png
24/Şub/2017

Günümüzde ve gelişmiş ülkelerde ameliyat yönteminin seçimi; mutlaka minimal invaziv (en az hasar) ilkesine göredir, bu nedenle (microdiscectomy) en ideal ameliyat şeklidir.

Ameliyat yaklaşık 1.5- 2 cm’lik bir kesiden ve mikroskop altında yada endoskop  ile yapılır bu nedenle halk dilinde ‘kapalı bel ameliyatı’ olarak bilinir.

  • Genellikle Spinal anestezi ile yapılır, belden yapılan iğne ile belden aşağısı uyuşturulur, hasta bayıltılmaz, uyutulur.
  • Yaklaşık 1 – 2 cm’lik bir kesiden  yapılır
  • Yaklaşık 20 – 40 dk’lık işlemdir.
  • Hastanede yatış süresi bir gündür
  • Komplikasyonlar standart, açık cerrahiden azdır.

Bu ameliyatın standart cerrahiye göre fark veya üstünlükleri şunlardır;

  • Bu hastanın kas ve kemik dokularına daha az zarar verir. Cerrahın sinir dokusunu mikroskop altında görmesi ile oluşabilecek sinir komplikasyonları çok azalır.
  • Ameliyatta kanama daha azdır.
  • Enfeksiyon riski daha azdır.
  • Ameliyat sonrası ağrı kesici ihtiyacı daha azdır.
  • Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi kısa ve hastanın ameliyat sonrası konforu açık cerrahiye göre daha yüksektir. Hastanın işine dönüşü daha kısa sürede olur.

Başarı oranı: %90-95dir.

Kişisel Tecrübe ve Fikrim: Bu yöntem,  standart açık cerrahiye göre her açıdan açık ara üstündür. Ancak bu yöntem ile ameliyat yapmayı bilen cerrah sayısı kısıtlıdır, yani bu yöntemin en büyük problemi yaygın olarak yapılamamasıdır. Bu yöntemi bilmeyen cerrahların bir kısmı bu yöntemin üstünlüğünü kabul etmezler (literatürde hala böyle yayınlar vardır), bir kısmı da yaptıkları standart- açık cerrahiyi mikrodiskektomi olarak sunarlar. Oysa mikrodiskektomi standart açık cerrahinin mikroskop altında yapılması tekniği değildir.

Mikrodiskektomi, diskin dejenerasyonu (bozulması) ve fıtıklaşması engellenemediği sürece geleceğin cerrahisidir.

Ancak mikrodiskektomi  ile  ameliyat yapacak cerraha ulaşamayanların bilmeleri gereken en önemli şey ‘En iyi cerrahi yöntem  hekimin en iyi bildiği yöntemdir’.


lumbago-3.png
24/Şub/2017

Cerrahi karar nelere bakılarak verilir?

Her fıtığa cerrahi müdahale gerekmez ve cerrahi her zaman son seçenek olarak görülmelidir.  Bel fıtığının değerlendirilmesinde ve cerrahi kararın verilmesinde; radyolojik incelemede (MR) beliren fıtığın çeşidi, fıtığın yeri, yapısı, boyutu, omurilik kanalının genişliği gibi birçok faktöre bakılır ancak en önemlisi hastanın şikayetleri ve muayene bulguları yani kliniğidir. Cerrahiyi düşündüren durumlar kabaca şunlardır;

  • İstirahat – ilaç ve fizik tedaviden fayda görmeyip 6 hafta ve daha uzun süren ısrarlı bel ağrısı
  • Kalça arkasından baldıra, ayak bileğine inen ‘oyucu’ ağrıların olması (siyatalji).
  • Bacak veya ayak bileğinde güç kaybının (felce gidiş) yada ayakta his kaybının  olması
  • Beldeki soruna bağlı  İdrar yapamama, tutamama veya cinsel problemlerin ortaya çıkışı
  • Makat bölgesinde veya ayak parmaklarında uyuşukluğun olması
  • Yürümekle gelen bacak ağrıları ve uyuşmalar ve buna bağlı durup dinlenerek yürüme (spinal stenoz-bel daralması veya kayması bulgusudur.

Doktorumun ameliyat kararı verdi ama  korkuyorum?

Kuşkusuz ameliyat her hastalık için son çaredir. Başka bir yöntemle tedavi edilebilen bir hastalığa ameliyat kararı verilmez. Doktor sadece hastaya zarar veren ileri derece fıtıklar için ameliyat kararı verir.

İnsan iğne yaptırmaktan bile korkar ve elbette ameliyattan korkması normaldir. Ancak günümüzdeki Tıp teknolojisindeki ilerlemeler bu tür ameliyatları daha kolay ve daha risksiz hale getirmiştir.

Risksiz sokakta yürümek veya arabaya binmek bile mümkün olamayacağı gibi risksiz bir ameliyat da düşünülemez. Ancak ameliyat bir hasta için zaruri ise bu riskleri doktor da, hasta da göz önüne almalıdır.

Çevrenin lafı dinlenecekse onlara tedavi için ne önerdikleri sorulmalı? Bir önerileri yoksa çevreden gelen laflar la değil, bu işin uzmanı olan, senelerini bu işe vermiş doktorun lafı dinlenmelidir. Çevremizde bu konu ile ilgili fikirler veren kişiler sadece bir ya da birkaç bel  problemine rastlamış iken bu konunun uzmanları her gün bir sürü hasta görmüşlerdir. Bizler meslek hayatımızda maalesef. doktorunu dinlemeyen çevresini dinleyerek hareket eden ve sonra doktor  olmayan kişilerin yaptığı müdahaleler ile felç kalan yığınla hasta görürüz.

Unutmamalı ki herkesin derdi aynı değil, her bel sorunu aynı değildir. Elbette ki her hasta farklıdır, farklı omurlara, farklı fıtıklara sahiptir.

Hastaların doktora ne zaman başvurdukları (erken ya da geç başvurmuş olmaları) bile düzelmede çok önemlidir. Sinir hücreleri vücutta kendini yenilemeyen tek hücredir. Hastalar ameliyat korkuları nedeni ile sinir hücrelerinin çoğunu kaybettikten sonra doktora gelir ve böylece kendisine yapılacak müdahalenin başarısını  oldukça azaltmış olurlar. Bir hasta, siniri kopana kadar doktora gelmemiş veya önerilerini dikkate almadı ise elbette düzelme ihtimalini kendi elleriyle tepmiş demektir, geciken ameliyatın faydası elbette daha az olacaktır. Bu durum bu hastalar tarafından şöyle ifade edilir ‘ameliyat oldum ama hiç faydası olmadı’

Bel ameliyatları günümüzde, Türkiye’mizde oldukça başarılı olarak yapıldığını, hatta beyin cerrahlarımızın  dünyadaki gelişmiş ülkelerden daha başarılı olduklarını söylememiz abartılı olmayacaktır.

Unutulmamalıdır ki; hiçbir hekim hastasını lüzumsuz maceraya sürüklemez.


Basında İrşadi Demirci

Bel Fıtığım Var

Yazıyı Oku

Basında Röportaj

Videoyu İzle

Röportaj

Yazıyı Oku

Bir Cumartesi Sabahı

Yazıyı Oku

Belçika

Yazıyı Oku

Copyright by kapalibelameliyati.com. Tüm Hakları Saklıdır.